DERLEMELER
Eklenme: 10.06.2019 12:00
DERLEMELER
• “Bekârın parasını it yer, yakasını bit yer.”
Sevda Kuşun Kanadında. TRT.1 .30 EYLÜL 2016/CUMA
• “Elinde Kur’an, Ağzında yalan” ( Fethullah Gülen için. Osman Turan )
• DAMLALAR
DÜNYA SEVGİSİ
İnsan varlığı biri beden, diğeri ruh olmak üzere iki olduğu gibi, İslam nazarında âlem de biri dünya, öbürü Âhiret olmak üzere ikilidir. Bu çeşit çift varlık anlayışını dikkate almadan İslam'ın mal, can, akıl nesil ve Din konusundaki görüşünü anlamak mümkün olmaz.
İnsan hayatını, dünya ve Âhiret nitelemeleriyle bir bütün olarak değerlendiren İslam, Âhiret hayatını ihmal eden, uhrevi gerçeklere gözlerini yuman ve hayatı sadece ölüm öncesiyle sınırlayan bir hayat anlayışını kabul etmediği gibi, dünya hayatından kopuk ve dünyanın Âhiretle ilgili belirleyici niteliğini göz ardı eden bir ruhaniliği de insanlığa takdim etmemiştir.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: " Allah'ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedi Âhiret yurdunu mamur etmeye gayret göster, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara iyilikte bulun, sakın yeryüzünde bozgunculuk arzu etme! Çünkü Allah bozgunculan sevmez." (Kasas Süresi, 28/77)
Dünya bir âlet, bir vasıtadır. Bu vasıtayı iyi yolda kullanan kazanır, kötü yolda kullanan kaybeder.
Mesela yeni güzel bir araba veriliyor. Bu araba ile şu kadar zamanda şu karşı köprüye geçerseniz, kurtuluşa ereceksiniz, deniyor. Siz de arabaya bakıp " Ne kadar da güzelmiş" diyerek onu sevmekle meşgul olup, verilen zaman içinde karşıya geçmezseniz, düşman gelir sizi kıskıvrak yakalar.
Bir hadiste: "Dünya Âhiretin köprüsüdür." Buyurulmuştur. Yani dünyadaki nimetleri kısa zamanda kullanarak Âhirete hazırlanmalıyız.
( Yedi Renkli Çınar Okulları.Haberler/Duyurular)
DÜNYA
• Dünya Arapça kökenli bir kelime olup; çukur yer, aşağı yer anlamına gelir.
Hem okudum, hem de yazdım,
Yalan dünya senden bezdim,
Nefsime çukurlar kazdım,
Karıncayı yerde ezdim,
Baharın içinde Yaz’dım,
Uçan kuştan hile sezdim,
YALAN DÜNYA, DOLAN DÜNYA,
KALAN DÜNYA, SOLAN DÜNYA.
Dünya iki kapılı han,
Birinden gir, birinden çık.
Damına asarlar bir çan,
İster iste, istersen bık,
Hastalara verirler kan,
Nefsin duvarlarını yık,
Can içinde ol bir canan,
Doğruyu emrediyor Hak,
Aşkın ateşinde yanan,
Sözlerin aslına kanan.
FANİ DÜNYA, YANİ DÜNYA,
HANİ DÜNYA, TANI DÜNYA.
Bir gün gelir, Sur üflenir,
Of/Yufla ömür püflenir,
Bekleyen azık küflenir,
Sırta günahlar yüklenir,
DENİ DÜNYA, ŞENİ DÜNYA,
BENİ DÜNYA, SENİ DÜNYA.
Geçme sakın kafiyeden,
Şiir bekle Safiye’den,
Kendin sakın hafiyeden,
Kefen al tuhafiyeden,
Kemâli bak zâviyeden,
DÜNYA DERİN, ALÇAK ÇUKUR,
İSTEYEN ŞİİRİM OKUR.
KEMÂLİ
RİYÂ
Riyâ, iş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; bir iyiliği veya bir âmeli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil insanların beğenisi için yapmaktır. Böyle bir davranışta bulunan kimseye, riyakâr veya mürâi denir,
Ünlü mutasavvıllardanHaris el- Muhâsibi riyayı şöyle tarif etmektedir. “Riya kulun Allah’a itaat ederken kullara yaranmak istemesidir.” Yüce Allah, Kehf suresi 110. Ayette: “Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa, sâlih amel yapsın ve Rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin” buyurmaktadır.
Bu Âyette geçen, ibâdette Allah’a şirk koşmaktan maksat, ibadette ihlaslı ve samimi olmamak, Allah’ın rızası dışında riya, gösteriş ve benzeri menfaat duygularını taşımak demektir.
RİYAKÂR İNSAN:
* yalnız olduğunda üsengeç ve tembeldir, fakat kalabalıkta çalışkan ve atiktir.
* Övüldüğü zaman fazla iş yapar, yerildiği zaman performansı düşer.
* İnsanlara gösterişi çok iyidir, fakat Allah’ı tanımaz.
* Elbisesi güzel, fakat içi pistir.
* Halkın hoşuna gitmeyen şeyleri yalnız kalınca yapar.
* Aslında işi bilmez ama biliyormuş numarası yapar.
(Yedi Renkli Çınar Okulları. Haberler/Duyurular)
RİYÂKÂRIN…
Aldanma riyâkârın, akan damla yaşına,
Sofrana oturtursun, ağu katar aşına,
Olmaz bir fayda, kârın, belâ gelir başına,
Yüz verip kudurtursun, sürme çeker kaşına.
RİYÂKÂR VE DE YALLOZ, İKİ YÜZLÜ MÜNÂFIK,
SAN Kİ DEMİRDEN BALYOZ, BİN BİR SÖZLÜ MÜNÂFIK.
Elin ver alamazsın, şaklaban ve hokkabaz,
Kaybetsen bulamazsın, zaman zaman cukka baz,
Kapısın çalamazsın, sahnedeki düzenbaz,
Saygısız kalamazsın, ayriyeten yalan baz.
RİYÂKÂRIN PERDESİ, ÂRDAN, NAMUSTAN YOKSUN,
YİYEMEZSİN ZERDESİ, AÇ OLSAN BİLE TOKSUN.
‘Siyasi Riyâkâr’lar, tuzak, oyun peşinde,
Bilinen hilekârlar, ikiz olan eşinde,
Kem olan sahtekârlar, onlar, yüzler, beşinde,
Hakiki çilekârlar, kaldı kuzgun leşinde.
RİYÂKÂRA ALDANMA, HEM KANAR, HEM KANDIRIR,
TATLI SÖZÜNE KANMA, UYUTUR, DOLANDIRIR.
Şeytan’ın arkadaşı, san ki ‘karınca ezmez’,
Menfaatin koldaşı, alır alır, hiç bezmez,
Soysuzların yoldaşı, âsil insanla gezmez,
Sahtenin mihenk taşı, işine gelse, sezmez.
RİYÂKÂR İPTE CAMBAZ, HA DÜŞTÜ, HA DÜŞECEK,
BAZAN OLUR DEVRİMBAZ, KAŞIR, YARA DEŞECEK.
KEMÂLİ altmış yıldır, riyâkârları yazar,
Geçen seneye bıldır, kaşıma yaram azar,
Doğu’da ilçe Çıldır, yıllarca bekler hazar,
Aradan nefsi kaldır, kendine mezar kazar.
RİYÂKÂRIN LOKMASI, KAŞIKTA ZEHİR OLUR,
ŞAİRLERİN HOKKASI, KALEMİ ARAR BULUR.
KEMÂLİ
İKİYÜZLÜ RİYAKÂR
Mevlana’yı Yunus’ları sevenler
Kul hakkı yemese inanacağım
Hakkın nimetine halkın malına
Bu benim demese inanacağım
Yıllarca aldattı uyuttu bizi
Okunmasın diye ters yazdı yazı
Tanımasam vicdansızı dinsizi
İkiyüzlü sese inanacağım
Eğri kılıç düz duramaz düz kında
Haram varsa çeliğinde kınında
Çıkarına engel olunduğunda
Çatmasa herkese inanacağım
Kulağı açıktır çıkarcı sese
Çaldığını duyurmaz ki herkese
Hakkın rızasına cihat var dense
Girmese kümese inanacağım
Yaşar Özden şüpheliyim kanından
Yaklaştıkça uzaklaştım yanından
O riyakâr vicdansızın dininden
Olmasa tam köse inanacağım.
YAŞAR ÖZDEN
|