:: YAZI

Eklenme: 08.05.2019 11:31 


Otobüs durağında bekleyen, dizleri tamamen yırtılmış, apış aralarında küçük delikler bulunan bir kadına yaklaştım.
“Kızım çok fakirsen sana bir pantolon alalım, ne o halin?...” Şöyle bir garip tavırla cevap verdi. “Sana ne, benim babam mısın, istersem şort giyerim...”
Hiddete ve şiddete vesile olmayacak bir tarzda anlattım, fayda vermedi; daha çok kudurdu ve oradan ayrıldım.
Topluma, Milletin haline, çevremizde bulunanlara şöyle bir bakalım. Rahmetin, mağfiretin, kurtuluşun geldiği Ramazan günlerinde etkrafımızı şöyle bir dikiz edelim. Doğru oturalım, doğru konuşalım. “Bu ne hal... Neredeyiz... Millet olarak bizi ne hale getirdiler... Nereye gidiyoruz?...” sorularına vicdanlarda cevap arayalım.
Tefessüh; bozulmuş, çürümüş, kokmuş anlamına gelir. Her şey kokabilir, çürüyebilir, bozulabilir. Mutfakta tuz kokarsa, ahlak ve siyaset tefessüh ederse, gelecekten endişe edilir.
Aşiretten Beyliğe, Beylikten Devlete, Devletten İmparatorluğa yükselen, 24 milyon kilometre kareye gidip, 11 milyon kilometrekareye hakim olan Osmanlının son kalesi, mirası Türkiye’de neler oluyor?... Canla, kanla, irfanla kazanılan Cumhuriyet’in nesli ne hale getirildi. Değişime uğrayan dört kuşak, bugün nasıl bir hayat yaşıyor?... Kangren haline gelen, hatta kanser olan Eğitim sistemlerimiz kimlerin elinde?...Batı, Bâtıl, Emperyalist şer güçler; emanet son Vatan parçasını aç kurtlar sofrasına hazırlama hayalinde...Son Onbeş Temmuz’u bunun bir provası olarak yaşadık ve Allahın inâyetiyle de Millet olarak darbe girişimini bertaraf ettik.
“Sel gider, iz kalır” demiş atalarımız. Tarihe kara lekeler olarak düşen çok Darbeler yaşadık. Kaos senaryoları yazanlar, ihtilal çığırtkanları, FETÖ/SAM AMCA Projeleri hâla sahnede... Hâla ayni hülya ile yaşayan zihniyetler var. Aziz Vatan, Milletimiz büyük zararlar gördü, görmeye devam ediyor.
Ekonomik sıkıntılar, buhranlar geçebilir. Çareler aranır, millet kemerlerini sıkar, kanaat ehli olur, fakat imanından tâviz vermez, Vatanını böldürmez.
İstiklal Savaşı vermiş olan bu Millet/Ümmet; gerekirse yeni bir mânevi İstiklal Savaşı verir, yeniden dirilir, mukaddes emânetlerine sahip çıkar. Dünya Devletleri, Milletleri içerisinde Müslüman Türk’ün özelliği ve güzelliği de budur. Yeter ki fıtrat değerlerindeki iman, ahlak, ilim, âmel Tevhit sancağı altında olsun, Vahdet bozulmasın. Dirilik ayakta kalsın.
“Cami yıkılsa, Mihrâbı yerindedir” diyen Ecdat, bizi karamsarlıktan ve yeise kapılmaktan alıkoyar. Bu Ümmetin/Milletin mayası sağlam, mazisi aydınlık, ecdadı hürmete layıktır. Din-i Mübin İslam Kıyamete kadar bu Milletin omuzlarında yükselecek ve yücelecektir.
Bugün böyle bir yazı yazayım dedim, biraz da karamsarlığa kapıldım.
Yazımı bitirirken, bir hususu ilave olarak dile getirmek istiyorum.
Şâibeler, hileler, oyun ve tuzaklarla dolu, hâinler tarafından pazırlanan bir operasyon ile mahalli bir seçim dönemi geçirdik. Fatih’in İstanbul’u CHP zihniyeti eline teslim edilmek istenildi.
Soyadı İmamoğlu olan bir adam’a mazbatası verildi. Bavullar dolusu Bilgi/Belgelerle yapılan itiraz, YSK tarafından incelenerek, seçimin yeniden yapılmasına karar verildi. Adalet tecelli etti, organize operasyon suya düştü, eridi, yok oldu. 23 Haziran’da seçim yenilenecek, vatandaş sandığa yeniden gidecek. Mevlâm hayırlı kılar inşaallah...
Bu arada şu önemli gördüğüm hususu dile getirmek istiyorum. Rahmetli Erbakan Hocamızın eseri” MİLLİ GÖRÜŞ” emânetçisi (İse...) Saadet Partisi, büyük bir hata yapmış, ihânet içine girmiş, muhalif partilerle bir olarak AK PARTİ ADAYINA OY VERMEMİŞTİ. O zaman oy vermiş olsaydı, bugünkü manzaralar olmazdı diye düşünüyorum.
İnşallah bu seçimde ayni hataya düşmez, vebâl terazisine günahlarını koymazlar.
Görelim Mevlâm neyler, neyler ise güzel eyler inancındayım. Ayni zamanda şerleri def eyleyen yüce Mevlâ, bu belâyı da başımızdan def eder.
Yazımı, anlayanlar için RAMAZAN’A MAHSUS GÖNÜLDEN DAMLALAR şiirlerimle bitireyim.
AÇ İLE TOK
Biri yer, biri bakar, aç ile toklar gezer.
Su gelir bende akar, zâlimler mazlûm ezer.
El döner yüzü yıkar, tembeller bundan bezer.
Ateşse eli yakar, akıl ferâset sezer.
AÇLIK BÜYÜK İMTİHAN; VEREN/ALANDAN ÜSTÜN,
ETMEYİN TAN İLE ZÂN, DİKERLER BİR GÜN BÜSTÜN.

GÖNÜL TAHTI
İbret nazarla bakmak, Hikmet-i Âlem sonsuz,
Karanlığa mum yakmak, çıplaklar şimdi donsuz,
Gönül tahtını yıkmak, insanlık kaldı O’nsuz,
Hüsran içinden çıkmak, Adalet var Kanunsuz.
İBRET NAZAR TEFEKKÜR, HEMİ DE BİR İBÂDET,
KARŞILIK VER TEŞEKKÜR, BURDA İSTER İRÂDET.

MAYA ÖZSÜZ
Bir devir yaşıyoruz, Çınarlar kaldı köksüz,
Enseler kaşıyoruz, Ahlak-ı İnsan yüzsüz,
Olana şaşıyoruz, Ümmet-i Halkın öksüz,
Bâtıla koşuyoruz, ekmeğin maya özsüz.
“KAOS ASRI” DİYORLAR, HÜSRÂNDA TÜM İNSANLIK,
HELÂL/HARAM YİYORLAR, ÖLÜM GELİYOR ANLIK.

ANALAR MELEKTİR
Tüm analar melektir, Cennet’le müjdelenmiş,
İnanmayan kểlektir, peygamber böyle demiş,
“Ezber Bozan” demektir, müjdeyi kendi vermiş,
Emek sonu yemektir, nȋmetler öne sermiş.
ANA GİBİ YÂR OLMAZ, BAĞDAT SÖYLENEN DİYAR,
BABANIN YERİ DOLMAZ, EZEL/EBETTE MȊYÂR.

TOHUM EKTİ
KEMÂLİ tohum ekti, Mȋzân’da yeşerecek,
İki ölçtü, bir biçti ,okuyanlar bilecek,
Kalemi neler çekti, hesâp için gelecek,
Tövbeye bir dal dikti, günahları silecek.
TOHUM EK,YEŞERECEK; KARAMSAR OLMA SAKIN,
VEFÂKÂRLAR BİLECEK, KIYAMET VAKTİ YAKIN.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem